Search results on translations for keyword aylak - Found 11 words

Found poke in native language English

Turkish Translations

1. dürtmek, saplamak, dirsek vurmak .

2. uzatmak, sokmak .

3. dolaşıp bir şey araştırmak .

4. karıştırmak .

5. aylak aylak dolaşmak .

6. ağır davranmak. poke fun at (bir kimse ile) alay etmek. poke one in the ribs bir kimsenin böğrünü dürtüklemek. poke one' nose into something bir işe burnunu sokmak. .

7. itme, dürtme .

8. dirsek vurma .

9. ağır ağır hareket eden kimse .

10. (k.dili) tekme .

11. hayvanların çitlerden geçememeleri için boyunlarına veya boynuzlarına geçirilen takım. .

12. torba, kese. buy a pig in a poke. bir şeyi görmeden satın almak. .


Found maunder in native language English

Turkish Translations

1. anlaşılmaz veya tutarsız bir şekilde konuşmak .

2. aylak aylak dolaşmak. .


Found fool in native language English

Turkish Translations

1. ahmak veya budala kimse, enayi veya aptal kimse, alık veya akılsız kimse .

2. soytarı .

3. küçük düşürülen kimse. fools cap soytarı külâhı .

4. okullarda oğrencilere eskiden ceza olarak giydirilen yüksek ve sivri tepeli külâh. foolscap yaklaşık olarak 33 x 40 cm ebadında kâğıt. fool' errand bir iş için boşuna bir yere gitme. fool' mate satranç oyununda belirli ve çok basit bir usul ile (ma .

5. aldatmak,oynatmak .

6. delilik ve maskaralık etmek .

7. boşuna vakit geçirmek, eğlenmek. fool around kdili aylak aylak dolaşmak fool around with kurcalamak, ile oynamak. fool away (k.dili) delice sarfetmek, israf etmek, boşuna geçirmek .

8. kaçırmak. fool with (k.dili) ile oynamak, boşuna uğraşmak. .


Found truant in native language English

Turkish Translations

1. okul kaçağı .

2. kaçak, firari .

3. aylak .

4. okul veya vazifeden kaçmak, asmak. truant officer (A.B.D.) okul kaçakları ile meşgul olan memur. .


Found stray in native language English

Turkish Translations

1. sürüden ayrılıp yoldan çıkmak .

2. doğru yoldan ayrılmak .

3. yanlış yola sapmak, dalalete düşmek .

4. sürüden ayrımış hayvan .

5. başıboş ve aylak kimse .

6. evden kaçmış çocuk .

7. (çoğ.), (radyo) yıldırımdan meydana gelen parazitler .

8. başıboş .

9. doğru yoldan sapmış .

10. tesadüfe bağlı. stray bullet serseri kurşun. .


Found otiose in native language English

Turkish Translations

1. aylak, tembel, atıl .

2. faydasız, verimsiz, boş. .


Found faineant in native language English

Turkish Translations

1. tembel, aylak, boş gezenin boş kalfası. .


Found idle in native language English

Turkish Translations

1. işsiz, aylak, aslı esası olmayan .

2. işlemeyen .

3. boş .

4. boş gezmek .

5. vaktini boşa harcamak, oyalanmak, boş şeylerle meşgul olmak .

6. (motor) boşta çalışmak idle mo ments boş zamanlar idle pulley, idling pulley avara kasnagı idle away time zaman öIdürmek. idleness işsizlik, tembellik. idler boş gezen kimse .

7. boşa dönen kasnak idly tembelce, aylakça .

8. (motor) boşta . .


Found hobo in native language English

Turkish Translations

1. (çog hobos veya hoboes) gezici rençper .

2. serseri kimse, aylak kimse, boş gezenin boş kalfası. .


Found loiter in native language English

Turkish Translations

1. yolda oyalanmak, aylakça dolaşmak, yolda duraklayarak gitmek. loiterer aylak dolaşan kimse. loitering başıboş dolaşma. .


Found lazy in native language English

Turkish Translations

1. tembel, aylak, uyuşuk, gevşek, ağır. lazybones tembel adam. lazy eyes göz donukluğu hastalığı. lazy Susan döner tepsi. lazy tongs uzaktaki şeyleri toplamaya yarayan makas şeklinde maşa. lazily tembelce. laziness tembellik, uyuşukluk. .


Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Üye Girişi