Search results on translations for keyword bedel - Found 13 words

Found worth in native language English

Turkish Translations

1. (edat) değer, kıymet .

2. servet .

3. bedel, -lik .

4. (edat) değerinde .

5. layık, değer .

6. sahibi, -lik. three liras' worth of candy üç liralık şeker. It' worth seeing. Görmeye değer. for all it' worth son haddine kadar. for what it' worth ne olursa olsun. .


Found succedaneum in native language English

Turkish Translations

1. (çoğ.), - -nea) vekil .

2. bedel. .


Found substitute in native language English

Turkish Translations

1. bedel .

2. vekil .

3. vekil tayin etmek .

4. bedel olarak koymak .

5. vekâlet etmek .

6. yerine geçmek. .


Found quittance in native language English

Turkish Translations

1. affolunma, borçtan veya yükümden kurtuluş, temize çıkma .

2. aklama belgesi, ibraname, alındı, makbuz .

3. bedel, ücret. .


Found pay in native language English

Turkish Translations

1. (den.) kaynamış katranla kalafat etmek. .

2. ödeme, tediye, verme .

3. ödenen sey, ücret, maaş .

4. bedel, karşılık .

5. ceza veya mükâfat. pay dirt işletme zahmetine değer miktarda maden ihtiva eden toprak .

6. herhangi kârlı bir şey. pay office vezne dairesi. pay phone umumi telefon. be in the pay of hizmetinde olmak, emrinde çalışmak. hit veya strike pay dirt başarılı olmak. .

7. (paid) ödemek, tediye etmek .

8. karşılığını vermek .

9. karlı olmak, yararlı olmak .

10. etmek. pay as you go vakti geldiğinde derhal ödemek. pay a visit ziyaret etmek. pay in para yatırmak. pay off maaş vermek .

11. öç almak, acısını çıkarmak .

12. (A.B.D.), (k. dili) işe yaramak .

13. (A.B.D.), (argo) rüşvet vermek. pay one' respects saygılarını sunmak. pay one' way masraflarını ödemek, borca girmemek. pay out ödemek .

14. (den.) laçka etmek .

15. kalama etmek (halat, zincir) pay the piper masrafı yüklenmek. pay through the nose fazlasıyle ödemek, burnundan fitil fitil gelmek. pay up borcunu ödemek. .


Found cost in native language English

Turkish Translations

1. fiyat, paha, değer, kıymet .

2. zarar, ziyan .

3. sermaye, bedel .

4. (çoğ.), (huk.) dava masrafları,mahkeme harcı. cost insurance and freight (tic.) sif, fiyat sigorta ve navlun. cost of living hayat pahalılığı, geçim masrafı. cost price maliyet fiyatı. at all costs at any cost ne pahasına olursa olsun. at the cost o .

5. (cost) (mal.) olmak .

6. pahası olmak, kıymette olmak .

7. (maliyet masrafını) hesap etmek. It cost him dearly. ona pahalıya (mal.) oldu. It cost him infinite labor. çok emek sarfetti. .


Found consideration in native language English

Turkish Translations

1. saygı, düşünce .

2. gözönüne alma .

3. karşılık, bedel .

4. önem, ehemmiyet .

5. itibar, saygınlık .

6. (huk.) borsada verilen pey akçesi. for a consideration para mukabilinde. in consideration of sebebiyle, itibariyle, hasebiyle .

7. karşılığında. take into consideration göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, düşünmek. under consideration gözden geçirilmekte, tetkik edilmekte. .


Found rate in native language English

Turkish Translations

1. azarlamak, haşlamak. .

2. oran, nispet .

3. kıymet, bedel, fiyat, paha .

4. sınıf, çeşit, nevi .

5. (mülk.) vergisi oranı .

6. (İng.) mülk vergisi .

7. kıymet biçmek, fiyat takdir etmek .

8. hesap etmek .

9. saymak .

10. sınıflandırmak .

11. değerlendirmek .

12. nakliye fiyatını tespit etmek .

13. (k. dili) hak etmek .

14. değerli olmak, itibarda olmak. rate of exchange kambiyo sürümdeğeri. rate of interest faiz oranı. at any rate her nasılsa, her halde. at the rate of hesabıyle, nispetinde. .


Found compensation in native language English

Turkish Translations

1. tazmin, telafi .

2. karşılık, ücret, maaş, bedel .

3. takas, karşılama. .


Found socage in native language English

Turkish Translations

1. ortaçağda belirli bir meblâğ veya hizmete bedel olarak bir mülkü tasarruf hakkı. .


Found lieu in native language English

Turkish Translations

1. yer, mekan, mahal .

2. yalnız in lieu of deyiminde kullanılır. in lieu of yerine, bedel olarak. .


Found quid in native language English

Turkish Translations

1. (Lat.) bir şey. quid pro quo başka bir şeyin yerini tutan şey, karşılık, bedel. tertium quid üçüncü gelen şey, iki (zıt.) şeyin arasına giren üçüncü şey. .

2. ing., (argo.) bir sterlin. .

3. ağızda çiğnenen tütün parçası. .


Found annuity in native language English

Turkish Translations

1. yıllık taksit .

2. tahsisat, her yıl tahsil edilen belirli bir gelir .

3. hizmete bedel olmayarak bir yerden verilen yıllık maaş.contingent annuity şarta bağlı yıllık maaş. deferred annuity ilerde belirli bir zamanda verilecek yıllık maaş. joint annuity belirli birkaç şahsın veya bu şahıslardan birinin yaşadığı müdd .


Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Üye Girişi