Search results on translations for keyword dair - Found 15 words
Found to in native language English
Turkish Translations
1. (edat) -e .
2. -e doğru, yönüne doğru, tarafına .
3. ile .
4. -e kadar, -e değin, derecesine kadar .
5. -e dair .
6. -e nazaran, -e nispetle .
7. -e göre .
8. hakkında, için .
9. (mak.), mek (mastar edatı) .
10. -e dogru .
11. asıl vaziyete doğru. to and fro öteye beriye, öne ve arkaya. come to kendine gelmek. shut the door to kapıyı iyice kapamak. The ship heaved to. Gemi rüzgarı başa alıp durdu. They gladly fell to. Memnuniyetle işe başladılar. .
Found for in native language English
Turkish Translations
1. (kıs.) foreign, forestry. .
2. (edat) (bağlaç.) için, -e .
3. uğruna .
4. şerefine .
5. -(den.) dolayı sebebi ile, cihetten .
6. -e mukabil, karşı .
7. uygun .
8. yerine .
9. hususunda, dair .
10. göre .
11. baglaç çünkü, zira. for all (I.) know bildiğime göre. for all that herşeye rağmen. forall the world ne pahasına olursa olsun, dünyada .
12. tıpkı, aynen. for cash peşin para ile. for good bütün bütün, temelli olarak. for life hayat boyunca. for many miles around bütün civarda. for months aylardan beri .
13. aylarca. for my part kendi hesabıma, bana kalırsa. for my sake hatırım için. for once bir kerecik, bir defacık. for reform yenilik taraftarı, devrimci. for sale satılık. for the life of me başım hakkı için, vallahi. for the second time ikinci defa o .
14. sevmek .
15. arzu etmek. For shame ! Ne ayıp! fit for nothing hiç bir işe yaramaz, beş para etmez. go for almaya gitmek .
16. (k.dili) kabul etmek, istemek. go for a walk yürüyüşe çıkmak. Go for it! Saldır ! Davran! hard up for money para sıkıntısında. He was hanged for a pirate. Korsan diye asıldı. (I.) for one do not believe it. Kendi hesabıma ben inanmıyorum. If it were .
Found about in native language English
Turkish Translations
1. (edat.) -(e) dair, hakkında .
2. çevresine, etrafında .
3. yakında, civarında, havalisinde .
4. ötesinde berisinde, her yerinde .
5. ile meşgul .
6. için About facel (ask.), (emir.) Geriye don (I.) about to come gelmek üzere beat about the bush bin dereden su getirmek about-face geriye dönüş. fikir veya karar değişimi.She has a special air about her. Kendine özgü bir havası var. .
7. aşağı yukarı, takriben, kadar .
8. her tarafta .
9. etrafa, etrafına .
10. ötede beride, şurada burada .
11. aksi yöne, obur tarafa .
12. sıra ile about half a kilo yarım kilo kadar about 7 o'clock saat yedi sularında Iook about etrafına bakınmak order one about iş yüklemek put the ship about gemiyi aksi yöne çevirmek, tiramola etmek Turn about is fair play Tam karşılığını yapma .
Found relative in native language English
Turkish Translations
1. nispi, izafi, göreli, bağıntılı .
2. bağlı, ilişkin, dair .
3. başkasına nispetle vaki olan, mensup .
4. (gram.) nispi .
5. akraba, hısım. relatively nispeten. relativeness nispet, münasebet. .
Found legend in native language English
Turkish Translations
1. masal, hikaye, menkıbe .
2. azizlerin hayatına dair hikaye .
3. sikke veya harita ve resim üzerindeki yazı. legendary masal türünden, rivayet kabilinden. .
Found re in native language English
Turkish Translations
1. (kıs.) Reformed Episcopal, Right Ex cellent, Royal Engineers. .
2. (edat) dair, hakkında, e ait, meselesinde. .
3. (müz.) gamda ikinci nota, re. .
Found anent in native language English
Turkish Translations
1. (edat) ötürü, dair, ilgili .
2. bitişik. .
Found contractual in native language English
Turkish Translations
1. mukaveleden doğan .
2. mukavele kabilinden, mukaveleye ait, anlaşmaya dair. .
Found concerning in native language English
Turkish Translations
1. (edat.) ilgili olarak -e dair, hakkında. .
Found tile in native language English
Turkish Translations
1. kiremit .
2. yassı tuğla .
3. duvar cinisi .
4. çatı üzerine kiremit yerine konan demir veya taş parçası .
5. (k. dili) silindir şapka .
6. kiremit kaplamak .
7. mason locasında kapıcılık etmek .
8. birisine sır saklayacağına dair yemin ettirmek .
9. gizli tutmak. .
Found foretoken in native language English
Turkish Translations
1. ihtar, bir şeyin olacağına dair belirti .
2. evvelden uyarmak, ikaz etmek. .
Found circumstantial in native language English
Turkish Translations
1. durumla ilgili .
2. teferruata dair, ikinci derecede önemi olan .
3. ayrıntılı, mufassal. circumstantial evidence ikinci derecede deliller. circumstantially durumla ilgili olarak. circumstantially durumla ilgili oiuş. .
Found receipt in native language English
Turkish Translations
1. reçete .
2. makbuz, alındı .
3. (çoğ.) hasılât .
4. alma .
5. makbuz vermek, ödendiğine dair imza koymak. .
Found eugenic in native language English
Turkish Translations
1. insan ırkının soyaçekim yoluyla zihnen ve bedenen geliştirilmesine dair .
2. gelecek nesillerin ıslahına ait .
3. kalıtımla geçen iyi haslatlara sahip. eugenics insan ırkının soyaçekim yoluyla ıslahına çalışan bilim dalı. .
Found voir dire in native language English
Turkish Translations
1. (Fr.), (huk.) şahidin kendi yetkisi dahilinde gerçeği söyleyeceğine dair ettiği yemin. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi