Found listen in native language English

Turkish Translations

1. dinlemek, kulak vermek. listen in başkasının konuşmasını dinlemek, kulak misafiri olmak .

2. radyo dinlemek. listening post düşman hattına yakın dinleme noktası. .

---

Found audit in native language English

Turkish Translations

1. hesapların gözden geçirilmesi, hesapların kontrolu, kesin hesap .

2. hesapları kontrol etmek. auditor hesap kontrolörlüğü. .

3. dinlemek .

4. ABD dinleyici talebe olarak bir dersi takip etmek. auditive işitmeyle ilgili (şey) auditory işitme duyusu ve organları ile ilgili .

5. (çog) dinleyiciler. auditory canal (anat.) kulak yolu. .

---

Found auscultate in native language English

Turkish Translations

1. (tıb.) stetoskop ile dinlemek. .

---

Found steer in native language English

Turkish Translations

1. dümen kullanmak, seyretmek .

2. idare etmek, yönetmek, sevk ve idare etmek .

3. doğrultmak, yön vermek .

4. (den.) dümen dinlemek .

5. sevk ve idare olunmak. steer clear of sakınmak, uzak durmak, yanaşmamak. steering committae yönetim kurulu. steering gear dümen donanımı, dümen dili mekanizması .steering wheel direksiyon .

6. dümen dolabı . .

7. iğdiş edilmiş boğa .

8. kasaplık öküz. .

---

Found attend in native language English

Turkish Translations

1. (toplantıya) iştirak etmek, katılmak .

2. kulak vermek, laf dinlemek .

3. bakmak, mukayyet olmak .

4. eşlik etmek, refakat etmek, maiyetinde bulunmak .

5. hazır bulunmak .

6. beklemek .

7. on ile hazır bulunmak .

8. to ile bakmak, üzerine almak .

9. ilgilenmek .

10. meşgul olmak .

11. kulak kesilmek, dikkat etmek. .

---

Found hearken in native language English

Turkish Translations

1. dinlemek, kulak vermek. .

---

Found wiretap in native language English

Turkish Translations

1. telle gizlice dinlemek .

2. telle gizlice dinleme. .

---

Found hear in native language English

Turkish Translations

1. (heard) işitmek, duymak .

2. dinlemek, kulak vermek .

3. haber almak, mektup almak .

4. sorguya çekmek, ifadesini almak. Hear IHear ! (ing), Bravo ! Yaşa ! hear of, hear about oğrenmek, haber almak. hearout sonuna kadar dinlemek ! won't hear of it Kabul etmem. You will hear of this, Bunun cezasını göreceksiniz. Bir gün göreceksiniz. .

---

Found hark in native language English

Turkish Translations

1. (ünlem) dinlemek, işitmek .

2. (ünlem) Dinle! Dur! Sus! hark back sadede gelmek .

3. geri çağırmak (tazı) . .

---

Found harken in native language English

Turkish Translations

1. (eski) dinlemek, dikkatini vermek . .

---

Found obey in native language English

Turkish Translations

1. itaat etmek, söz dinlemek, denileni yapmak .

2. tabi olmak, boyun eğmek. .

---

Found heed in native language English

Turkish Translations

1. dikkat etmek, dinlemek, önemsemek, ehemmiyet vermek .

2. dikkat, ihtimam. pay heed, give heed, take heed dikkat etmek, bakmak .

3. sakınmak. .

---

Found regard in native language English

Turkish Translations

1. dikkatle bakmak, dikkat etmek .

2. itibar etmek, saymak .

3. hürmet etmek, riayet etmek .

4. addetmek, kabul etmek .

5. dinlemek, dikkatli bakmak, dikkat etmek. as regards hakkında, hususunda. .

6. bakış, nazar .

7. hürmet, saygı, riayet .

8. itibar, sayma .

9. mulâhaza, fikir. Give my regards. Selâm söyleyin. in regard to, with regard to nazaran, e gelince, hususunda. out of regard to hatırı için, e riayeten. without regard to bakmadan, ehemmiyet vermeden. .

---

Found eavesdrop in native language English

Turkish Translations

1. kulak misafiri olmak, kendisini ilgilendirmeyen konuşmaları belli etmeden dinlemek .

2. saçaktan damlayan su. eavesdropper kulak misafiri. eavesdropping kulak misafiri olma. .

---

Found dictograph in native language English

Turkish Translations

1. (tic.) (mark) diktograf, konuşmaları gizlice dinlemek için kullanılan bir çeşit telefon aleti. .

---