Search results on translations for keyword fener - Found 15 words
Found light in native language English
Turkish Translations
1. (-ed veya -lit) konmak .
2. üzerine düşmek .
3. inmek (at veya arabadan) light into azarlamak. light on rastgelmek, rastlamak. light out aceleyle yola çıkmak, yola düzülmek. .
4. hafif .
5. eksik .
6. ehemmiyetsiz, önemsiz .
7. ince .
8. yüksüz, yükü hafif .
9. az, ufak .
10. hazmı kolay, hafif .
11. iyi mayalanmış .
12. gailesiz, endişesiz .
13. çevik, ayağına tez .
14. hafifmeşrep .
15. kararsız .
16. başı dönmüş, sersemlemiş .
17. hafifçe, kolayca. light coin ayarı eksik sikke. light comedian hafif komedi oynayan artist. light horseman (ask.) hafif süvari. light infantry hafif piyade. light in the head başı dönmüş, sersemlemiş .
18. budala, ahmak .
19. deli. light literature eğlendirici, kolay okunur hafif kitaplar. light meal hafif yemek, kolay hazmedilir yemek. light opera opera komik, operet. light sleeper uykusu hafif kimse. make light of önem vermemek. lightness hafiflik. .
20. ışık, aydınlık, ziya, nur .
21. ışık veren şey .
22. idrak veya akıl nuru .
23. dünyaya ışık saçan kimse .
24. aydınlık, pencere veya tepe camı gibi ışık veren şey .
25. anlama .
26. (güz. san.) bir resmin aydınlık kısmı .
27. kibrit gibi yanınca ışık veren şey .
28. gün ışığı, gündüz. light buoy (den.) fener dubası, fener şamandırası. light dues fener resmi. light meter ışıkölçer, fotometre. bring to light meydana çıkarmak. in a good light uygun olan şartlar altında (bir şeyi görmek ), iyimser olarak. in the li .
29. gerçekleşmek, meydana gelmek. shed veya throw light on aydınlatmak, açıklamak. strike a light kibrit çakmak. zodiacal light batıda güneş battıktan sonra ve doğuda gü- neş doğmadan görülen üçgen şeklinde ışık. .
30. (-ed veya -lit) yakmak tutuşturmak .
31. aydınlatmak, ışık vermek .
32. neşelendirmek, canlandırmak, parlatmak .
33. yanmak, tutuşmak, alev almak .
34. parıldamak, ışık salmak. light up (argo.) sigara veya pipo yakmak. .
Found lightship in native language English
Turkish Translations
1. fener dubası, fener gemisi. .
Found pharos in native language English
Turkish Translations
1. fener, fener kulesi .
2. b.h. İskenderiye'ye yakın Faros adasında eski zamanlarda bulunan fener kulesi. .
Found floating in native language English
Turkish Translations
1. yüzen .
2. bağlı olmayan .
3. gezici, seyyar, sabit olmayan .
4. değişen. floating anchor (bak.) sea anchor. floating bridge yüzen köprü dubalı köprü. floating capital (tic.) döner sermaye. floating debt gayri muntazam borç. floating derrick (den.) gezer maçuna. floating dock yüzer havuz. floating dredge dubalı t .
5. üzerinde yer yer yumurtalı köpük olan bir çeşit krema. floating kidney (tıb.) yer değiştiren böbrek. floating light fener dubası, fener gemisi, fenerli şamandıra. floating population gelip geçici ahali, gayri sabit nüfus. floating trade deniz ticare .
Found beacon in native language English
Turkish Translations
1. fener .
2. işaret vermek için yüksek yerlerde yakılan ateş .
3. işaret kulesi .
4. (hav.) yol ve mevkii gösteren ışık veya radyo sinyali, ikaz edici veya yol gösterici herhangi bir şey .
5. yol göstermek .
6. işaret koymak .
7. işaret vermek . .
Found lighthouse in native language English
Turkish Translations
1. fener kulesi. .
Found lantern in native language English
Turkish Translations
1. fener, fanus .
2. (mim.) hava ve ışık girmesi için binanın tepesine yapılan pencereli kuçuk kule. lantern fly renkli bir böcek, (zool.) Fulgora, Laternaria. lantern jawed çene kemigi ince ve uzun olan. bull'seye lantern ışığı tam öne aksettiren fener, polis feneri. .
Found flambeau in native language English
Turkish Translations
1. (Fr.) meşale, fener .
2. süslü şamdan. .
Found glim in native language English
Turkish Translations
1. (argo) ışık, lamba, mum, fener .
2. göz. Douse the glim ! (argo) Lambayı söndür ! Lambaya püf de ! .
Found mandrel in native language English
Turkish Translations
1. (mak.) mil, fener mili, çıkrık iği, mandrel .
2. bir kalıbın yuvarlak çelik göbeği. .
Found cresset in native language English
Turkish Translations
1. demir kandil, meşale, fener. .
Found projector in native language English
Turkish Translations
1. projektör, sinema makinası .
2. bir şeyi zihninde kuran kimse, proje düzenleyen kimse, plan yapan kimse .
3. fener kulesinde kullanllan ışık aynası. .
Found spindle in native language English
Turkish Translations
1. eğirmen, kirmen, iğ .
2. iğ mihveri, mil, dingil .
3. sığlık veya kayalıklan belirten fener direği .
4. takriben 13800 metrelik iplik uzunluk ölçüsü .
5. boy atmak, uzamak .
6. delmek, geçirmek (fiş) spindle file puantir, fişnot. spindle tree iğağacı, (bot.) Euonymus europaeus. spindle whorl iğe ağırlık veren halka. spindling, spindly aşırı derecede boy atan, fazla serpilen .
7. leylek bacaklı. .
Found davylamp in native language English
Turkish Translations
1. eskiden madenciler tarafından kullanılan bir çeşit fener. .
Found jacko'lantern in native language English
Turkish Translations
1. içi oyulmuş ve bir tarafına insan çehresi şekili verilmiş kabaktan oyuncak fener .
2. bataklık yerlerde görülen bir aydınlık, bataklık yalazı. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi