Search results on translations for keyword gemi - Found 15 words
Found sailer in native language English
Turkish Translations
1. yelkenli gemi. a fast sailer süratli yelken gemisi. a good sailer fazla sallamayan gemi. a heavy sailer çok sarsan gemi. .
Found purser in native language English
Turkish Translations
1. gemi muhasebecisi veya veznedan. pursership gemi veznedarlığı. .
Found hulk in native language English
Turkish Translations
1. kullanılmaz hale gelmiş gemi teknesi, hurda gemi .
2. çok büyük ve kaba gemi .
3. iri ve hantal kimse veya şey .
4. up ile hantal bir şekilde doğrulmak. hulky, hulking iri ve yakışıksız, hantal. .
Found mast in native language English
Turkish Translations
1. direk, gemi direği. before the mast gemi tayfalığı mevkii. .
2. palamut veya kayın kozalağı ve kestane gibi ağaç yemişi (özellikle domuzlara yem olarak kullanılır) .
Found teredo in native language English
Turkish Translations
1. gemi kerestesini delen kurt, gemi kurdu. .
Found navigate in native language English
Turkish Translations
1. gemi ile gezmek, gemi kullanmak, gidip gelmek .
2. içinde gemi ve kayıkla gezmek .
3. kaptanlık etmek, kılavuzluk etmek. naviga'tion gemi seferi .
4. gemilerin gidiş geliş yollarının haritasını çizme ilmi .
5. denizcilik. .
Found shipbuilding in native language English
Turkish Translations
1. gemi yapımı, gemi inşaatı. .
Found timber in native language English
Turkish Translations
1. (ülem) kereste .
2. kereste ormanı .
3. işlenmiş iri kereste parçası .
4. madde, malzeme .
5. yetenek .
6. (den.) gemi kaburgası, gemi postası .
7. (ülem) Dikkat, düşüyor ! (kesilen ağaç) timber line orman sınırı. timber wolf Amerika'ya mahsus bozkurt, (zool.) Canis lupus timber yarding kereste deposu. timbered üzerinde kerestelik ağaç bulunan, ağaçlık .
8. ahşap. timbering kereste. .
Found wreck in native language English
Turkish Translations
1. harabe, virane .
2. harap olmuş kimse .
3. kazazede gemi, gemi enkazı .
4. dalgaların kıyıya attığı enkaz ve mallar .
5. geminin kazaya uğraması, harabiyet, haraplık .
6. gemiyi karaya oturtmak veya kazaya uğratmak .
7. harap etmek .
8. enkaz haline getirmek .
9. kazaya uğramak, kazazede olmak .
10. yıkmak. wrecking crew enkaz temizleme ekibi .
11. kurtarma ekibi. .
Found ship in native language English
Turkish Translations
1. (ped, ping) gemi, vapur .
2. (den.) üç direkli ve her direkte seren ile yan yelkenleri olan gemi .
3. uçak .
4. gemiye yüklemek .
5. göndermek, nakletmek .
6. gemi hizmetine almak .
7. kürek veya dümeni yerine takmak .
8. gemi hizmetine yazılmak .
9. gemiye binmek. ship a sea dalga yemek (gemi) ship broker gemi simsarı .
10. deniz (sig.)ortası acentesi. ship chandler gemi levazımı satan kimse. ship' papers gemi vesikaları. on board ship gemide. take ship gemiye binmek. .
11. (sonek) lik: friendship. .
Found company in native language English
Turkish Translations
1. grup .
2. misafir grubu .
3. misafir .
4. şirket, kumpanya, ortaklık .
5. beraberindekiler, arkadaşlar .
6. eşlik, refakat, arkadaşlık .
7. (tiyatro) oyuncu topluluğu .
8. (ask.) bölük .
9. (den.) mürettebat tayfa. company manners görgü kurallarına uygun davranışlar. company store bir müessesenin kendi memurlanna mahsus olan satış mağzası.compamy union (A.B.D.) işverene bağlı olan sendika .
10. bir müessesenin işçilerine mahsus olan sendika. in company with ile beraber, birlikte .in good company iyi arkadaşlarla. jointstock company bir cins anonim şirket. keep company eşlik etmek .
11. flört etmek Iimited liability company limited şirket. part company with (den.) aynlmak ship' company gemi mürettebato, gemi tayfası. .
Found yawl in native language English
Turkish Translations
1. (den.) küçük gemi filikası, 4 veya 6 kürekli gemi filikası .
2. yole, başı kıçı bir olan yelkenli .
3. fazla olarak kıçtaki küçük direkte yelkeni olan gemi. .
Found port in native language English
Turkish Translations
1. liman .
2. liman şehri. port authority. liman otoritesi, liman idaresi. port of call (den.) uğranılacak liman. port of entry ithalât limanı, gümrük dairesi olan liman. free port serbest liman, açık liman. home port demirleme limanı. .
3. porto şarabı, genellikle koyu kır mızı renkte olan tatlı şarap. .
4. (den.) geminin sol veya iskele tarafı .
5. dümeni iskeleye kırmak .
6. iskeleye dönmek (gemi) Helm to port Dumeni iskeleye kır. on the port bow pruvanın solunda (gemi) .
7. (den.) gemi lombarı .
8. lombar kapağı .
9. (mak.) buhar, gaz veya su yolu (bilhassa valf içinde) port lid lombar ağzı, lombar kapağı. .
10. (ask.) tüfek veya başka bir silâhın omuzdaki duruşu .
11. duruş .
12. fl tufeği namlusu sol omuza doğru olmak üzere eğri vaziyette tutmak. .
Found keel in native language English
Turkish Translations
1. altı düz mavna, kömür mavnası .
2. (İng.) )yirmi bir tonluk kömür ölçüsü. .
3. gemi omurgası .
4. gemi .
5. omurga şeklinde olan veya omurga işini gören şey .
6. (den.) gemiyi karina etmek, alabora etmek. keel over alabora olmak .
7. birden devrilip düşmek. false keel kontra omurga. on an even keel başta ve kıçta çektiği su aynı, dengede (gemi) .
8. herşey yolunda. keelage liman resmi. .
Found sail in native language English
Turkish Translations
1. yelken .
2. yelkene benzer herhangi bir şey .
3. yel değirmeni yelpazesi .
4. yelkenli gemi .
5. (topluluk ismi) yelkenli gemiler .
6. deniz yolculuğu .
7. gemi ile yola çıkmak .
8. yelkenle seyretmek .
9. gemi ile gitmek .
10. gemi gibi su üstünde yüzmek .
11. havada uçmak .
12. gemi kullanmak .
13. havada uçurmak. sail close to the wind (den.) orsasına seyretmek. sail into büyük bir şevkle girişmek .
14. (k. dili) fena halde azarlamak, (informal) haşlamak. sail under false colors olduğundan başka türlü görünmek. foreandaft sail yan yelkeni. make sail fazla yelken açmak .
15. sefere çıkmak. set sail yelken açıp kalkmak . shorten sail bazı yelkenleri indirmek. square sail dört koşe seren yelkeni. strike sail yelkenleri mayna etmek. under sail yelkenleri fora edilmiş olarak, seyir halinde. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi