Search results on translations for keyword geri - Found 15 words

Found return in native language English

Turkish Translations

1. geri dönmek, geri gelmek, geri gitmek, avdet etmek .

2. eski sahibine dönmek .

3. yanıtlamak, cevap vermek .

4. mukabele etmek .

5. geri getirmek .

6. geri göndermek, iade etmek .

7. ödemek .

8. (kar) sağlamak, getirmek .

9. (tenis) iade etmek (topu) .

10. resmen ilan etmek veya bildirmek. return thanks teşekkürlerini bildirmek .

11. şükretmek. return to dust ölmek, toprak olmak. returnable iade edilebilir .

12. depozitli şey (şişe) .

13. dönüş, geri dönüş, geri geliş, geri gidiş, avdet .

14. geri getirme .

15. geri gönderme, iade .

16. eski haline dönüş .

17. tekrar tutma, nüksetme .

18. tekrar olma .

19. kâr, kazanç, hasılât, faiz .

20. resmi rapor .

21. (çoğ.) istatistik cetveli. return address gönderenin adresi. return game, return match revanş maçı. return ticket (İng.) gidiş dönüş bileti .

22. (A.B.D.) dönüş bileti. by return mail, (İng.) by return of post ilk posta ile (cevap), hemen, akabinde. in return for karşılık olarak. .


Found withdraw in native language English

Turkish Translations

1. (-drew, -drawn) geri çekmek, geri almak, geri çağırmak .

2. banka hesabından çekmek .

3. çekilmek. withdrawing room içerideki oda. withdrawal, withdrawment çekilme .

4. geri alma .

5. davadan vaz geçme. with drawn çekilmiş .

6. içine kapanık, çekingen. .


Found retract in native language English

Turkish Translations

1. geri çekmek .

2. sözünü geri almak. retractable geri alınabilir. retractation sözünü geri alma .

3. cayma, sözünden dönme. retraction geri çekme veya çekilme .

4. sözünü geri alma. retrac- tile geriye veya içeriye çekilebilir. retractive geri çekici .

5. sözünü geri alma kabilinden. .


Found rear in native language English

Turkish Translations

1. geri, arka .

2. (ask.) artçı, dümdar .

3. arkadaki, en geri. rear admiral (den.) tuğamiral rear guard dümdar kolu, artçı. rear line en geri asker safı. rearmost en geri, en sonraki. rear (sig.)ht (tüfekte) arpacık. rear view mirror (arabada) dikiz aynası. rearward geriye doğru .

4. arkadaki. .

5. kaldırmak, yükseltmek, dikmek .

6. inşa etmek, bina etmek .

7. yetiştirmek, besleyip büyütmek .

8. yükselmek. rear up şahlanmak. .


Found recoil in native language English

Turkish Translations

1. geri çekilmek .

2. irkilmek .

3. seğirdim yapmak, geri tepmek .

4. geri gelmek .

5. geri tepme, seğirdim, aksiseğirdim, geri çekilme. recoilless seğirdimsiz (top) .


Found throwback in native language English

Turkish Translations

1. atavizm, atacılık .

2. geri atış, daha eski bir safhaya geri atma. .


Found reverberate in native language English

Turkish Translations

1. aksettirmek, aksolunmak, yankılamak, yankılanmak, geri vurmak, geri tepmek, yansımak. reverbera'tion yankılama, yansıma .

2. yankı, yansı, akis. reverberator aksettirici alet .

3. yansıtaç, yansı lambası. .


Found regress in native language English

Turkish Translations

1. geri dönme, geri çekilme, ricat. .

2. geri çekilmek, ricat etmek. regression ricat, geri çekilme. regressive geriye doğru, gerileyen. .


Found backward, backwards in native language English

Turkish Translations

1. geriye doğru, tersine, geri geri .

2. geçmiş zamanlara doğru, geri .

3. geç kavrayan , geç ve yavaş öğrenen .

4. isteksiz, çekingen .

5. geç backwardly geriye doğru olarak backwardness geriye doğru olma .

6. geç kavrama. .


Found rebound in native language English

Turkish Translations

1. çarpıp geri sıçramak, geri tepmek .

2. yansımak, yankılamak (ses) .

3. esneklik .

4. geri tepme .

5. yankı .

6. (k. dili) hayal kırıklığından sonraki tepki. .


Found recant in native language English

Turkish Translations

1. sözünü geri almak, vaz geçmek, caymak. recanta'tion sözünü geri alma, dönme, cayma, vaz geçme. .


Found retrocession in native language English

Turkish Translations

1. geri dönme, geri çekilme .

2. geri verme, iade, ilk sahibine verme .

3. gerileme. retrocessive geri verme kabilinden. .


Found back in native language English

Turkish Translations

1. bir şeye destek olmak, arka olmak, yardım etmek .

2. tarafını tutmak, üzerine bahse girmek (at v.b.) .

3. .

4. geriye sürmek .

5. sırtına binmek .

6. (den.) güneşin aksi yönüne dönmek, dirise etmek (rüzgar) back down back out caymak, sözünden dönmek. back the oars, back water (den.) siya etmek. back the sails (den.) yelkenleri faça etmek back up geri sürmek, geri gitmek .

7. desteklemek. .

8. arka, sırt, geri .

9. belkemigi .

10. futbolda bek, müdafi. back to back arka arkaya, sırt sırta. be at one' back bir kimseye arka çıkmak. behind one' back birisinin arkasından, gıyabında. flat on one' back hasta, yatakta. get one' back up öfkeli veya dik başlı olmak. have one' back to .

11. vazgeçmek .

12. ihmal etmek.back scratcher kasağı. .

13. geri, geriye .

14. yine, tekrar. back and forth ileri geri. fall back upon a thing güvenmek sığınmak give back geri vermek .

15. gerilemek, geri geri gitmek. keep back saklamak, gizlemek. look back geçmişi düşünmek, hayal etmek. back talk küstahça karşılaık verme.go back on inkar etmek, yerine getirmemek. .

16. tekne, küçük havuz. .

17. arkadaki, arkasında olan .

18. arkaya doğru olan, evvelki .

19. eski. back country taşra, memleketin uzak köşeleri .

20. geri kalmış bölgeler. back formation ((dilb.) benzetme yolu ile bir kelimeden geriye gidilerek türetilen yeni kelime. back issue eski tarihli mecmua. back number günü geçmiş gazete, eski dergi .

21. itibardan düşmüş şey veya kimse back taxes vergi borcu. .


Found set in native language English

Turkish Translations

1. duruş, oturuş .

2. batma, batış, gurup .

3. akıntı veya rüzgarın yönü .

4. fide .

5. testere dişlerinin çaprazlanması .

6. meyil, eğilim temayül .

7. mizanpli .

8. tenis set .

9. (briç) yenilgi. set square gönye. a dead set engel, mâni .

10. av köpeğinin avı göstermesi. .

11. belirli, muayyen .

12. ayarlanmış .

13. adetlere uygun .

14. yerleşmiş .

15. aynı, basmakalıp .

16. verilmiş .

17. değişmez .

18. hazır .

19. düzenli, muntazam. .

20. (set, ting) koymak, yerleştirmek .

21. batmak, kaybolmak .

22. kuluçkaya yatırmak, kuluçka makinasına koymak .

23. pekiştirmek .

24. dondurmak, katılaştırmak .

25. kurmak, ayarlamak .

26. hazırlamak .

27. doğrultmak, kırık veya çıkığını yerine oturtmak .

28. yön vermek .

29. kakma işi yapmak .

30. bahse girişmek .

31. (saç) sarmak, mizanpli yapmak .

32. (müz.) bestelemek .

33. tayin etmek .

34. donatmak, tanzim etmek .

35. bulup yerini göstermek (av köpeği) .

36. (matb.) dizmek, tertip etmek .

37. dikmek (fidan) .

38. pekişmek, katılaşmak, donmak .

39. yönelmek. set about başlamak, girişmek, koyulmak, teşebbüs etmek. set afloat yüzdürmek. set against mukayese etmek, tartmak .

40. kışkırtmak, aleyhine çevirmek. set apart bir kenara ayırmak, ayrı koymak .

41. ayırmak, tahsis etmek. set a price on someone' head aranılan bir kimsenin kellesine fiyat biçmek. set aside bir tarafa koymak .

42. lağvetmek, feshetmek, iptal etmek .

43. kenara bırakmak. set at ease yatıştırmak, teskin etmek, rahatlatmak, sıkıntısını gidermek. set at large serbest bırakmak. set at naught hiçe saymak. set at work işe başlatmak. set back geri bırakmak, geri almak, ilerlemesini engellemek. set back on .

44. yazmak, kaydetmek .

45. alçaltmak, kibrini kırmak. set eyes on görmek .

46. göz koymak. set fire to tutuşturmak, ateşe vermek. set foot in (bir yere) ayak basmak. set forth zikretmek, beyan etmek, meydana koymak, ileri sürmek .

47. yola koyulmak. set forward ileri koymak, ilerletmek. set free serbest bırakmak, salıvermek. set in başlamak .

48. sahile doğru esmek, sahile doğru ilerlemek (met) set in order sıraya koymak, düzeltmek. set loose başıboş bırakmak, serbest bırakmak, salıvermek. set off ayrı koymak .

49. etkilemek .

50. yola çıkmak .

51. fitillemek .

52. göstermek .

53. belirginleştirmek, süslemek. set on saldırtmak, kışkırtmak .

54. üzerine koymak. set on edge kamaştırmak (diş) .

55. sinirlendirmek. set on end dikmek, dikine koymak. set on fire tutuşturmak, ateşe vermek. set on foot başlatmak. set one' cap for (k. dili) kancasını takmak, birinin peşini bırakmamak (evlenmek maksadıyle) set one' heart on ele geçirmeye veya yapmaya .

56. sınırlarını belirtmek .

57. yaymak, göz önüne sermek .

58. resmetmek .

59. daldırmak (fidan) set out for yola çıkmak. set out on başlamak. set out to e kalkışmak, e koyulmak. set over mesuliyeti yüklemek. set right düzeltmek, tashih etmek. set sail yelken açmak, denize açılmak (gemi) set store by çok kıymetli saymak. set t .

60. açmak .

61. kurmak, tesis etmek .

62. işe başlatmak .

63. yükseltmek (ses) .

64. ileri sürmek .

65. mevkiini yükseltmek .

66. harflerini dizmek .

67. dik durdurmak .

68. kendine getirmek .

69. gerip tam yerine getirmek (yelken) set up a loud noise yaygarayı basmak. set up housekeeping ev açmak. set upon üzerine saldırmak veya saldırtmak. .


Found reclaim in native language English

Turkish Translations

1. geri istemek veya çağırmak .

2. ziraate elverişli hale koymak .

3. (vahşi hayvanı) ehlileştirmek .

4. (azgın kimseyi) ıslah etmek .

5. iadesini talep etmek .

6. yeniden talep etmek .

7. geri çağırma. beyond reclaim ıslah olmaz, adam olmaz. reclaim ant (huk.) şikâyetçi, iddiacı. reclamation geri isteme, iadesini isteme, itiraz .

8. ıslah .

9. ziraate elverişli hale koyma. .


Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Üye Girişi