Search results on translations for keyword kakmak - Found 10 words
Suggestions ..
Did you mean kaçamak kaçıncı kaçınmak kaçmak kakmak kamaşmak kamikaze kamyoncu kanamak kanca kancık kanmak
Found pile in native language English
Turkish Translations
1. temel veya iskele yapımında kullanılan büyük kazık .
2. kazık kakmak .
3. kazıklara dayamak. pile driver kazık varyosu, şahmerdan. .
4. tüy .
5. kuş tüyü .
6. (hav.) .
7. yığın, küme .
8. (k. dili) büyük meblağ .
9. çok büyük bina .
10. ölü yakmaya mahsus odun yığını .
11. (fiz.) atom reaktörü: (argo) servet, dünyalık .
12. yığmak, kümelemek. pile in dolu,smak pile off, pile out inmek, hep birlikte inmek. pile on üşüşmek .
13. tepeleme doldurmak. pile up yığmak, biriktirmek .
14. yığılmak, birikmek .
15. (k. dili) kazada çarpıp ezmek. .
Found emboss in native language English
Turkish Translations
1. kıymetli tezyinatla süslemek .
2. kakmak, kabartmak .
3. üzerine kabartma işi yapmak, kabartma işi ile süslemek. embossment kakma, kabartma . .
Found hustle in native language English
Turkish Translations
1. kalabalıkta itişmek, itişip kakışmak .
2. itip kakmak .
3. acele ettirmek veya etmek .
4. eline çabuk olmak .
5. (A.B.D.), (argo) hileli satış yapmak, hile ile para kazanmak .
6. (A.B.D.), (argo) fahişelik yapmak .
7. itişip kakışma, acele, telâş .
8. (k.dili) hummalı faaliyet. hustle up (A.B.D.), (k.dili) yapıvermek. hustler eline çabuk kimse, çok faal kimse .
9. kalpazan kimse .
10. fahişe. .
Found beetle in native language English
Turkish Translations
1. tokmak, çomak .
2. ağır çekiç, sahmerdan .
3. tokmaklamak, çakmak, kakmak. .
4. sarkık, taşan .
5. sarkmak, dışarı doğru çıkıntı yapmak .
6. taşmak. beetlebrowed sarkık kaşlı .
7. çatık kaşlı. .
8. kınkanatlılar familyasından herhangi bir böcek. black beetle ing. hamamböceği, (zool.) Blatta orientalis bombardier. beetle fanfan böceği, domuzlan böceği, (zool.) Brachinus crepitans dung beetle bokböceği reed beetle kamış böceği, (zool.) Donanica .
Found jostle in native language English
Turkish Translations
1. itip kakmak, dürtüklemek .
2. itip kakma, kalabalık arasında sıkışma. .
Found manhandle in native language English
Turkish Translations
1. kabaca itmek .
2. kaba kuvvetle itip kakmak .
3. makina kullanmadan kaba kuvvetle kaldırmak. .
Found bestud in native language English
Turkish Translations
1. kakma işiyle süslemek, kakmak .
2. pullarla süslemek .
Found inlay in native language English
Turkish Translations
1. (inlaid) içine kakmak, kakma işlemek .
2. bir resim veya sayfayı kağıt veya mukavvadan çerçeve içine koymak. .
3. kakma işi .
4. disçi. dolgu. .
Found push in native language English
Turkish Translations
1. itmek, dürtmek .
2. sürmek, sevketmek, yürütmek .
3. sıkıştırmak, tazyik etmek .
4. saldırmak, üzerine hücum etmek, arkasını bırakmamak .
5. tos vurmak, boynuz ile vurmak .
6. (k. dili) kanunsuz yoldan uyuşturucu madde satmak. push about öteye beriye kakmak .
7. kakışmak. push away itip defetmek. push back geriye itmek, geriye kakmak. push down aşağı sürmek .
8. itip yıkmak. push forward ileri sürmek veye itmek. push in itip içeri sokmak. push off avara etmek. push on devam etmek, ileri sürmek. push out denize açılmak. push through nihayetine kadar götürmek, bitirmek. push up yukarı sürmek. push up daisies .
9. itiş, kakış, dürtüş, sürme .
10. hücum .
11. baş sıkılması, ihtiyaç, sıkıntı .
12. basacak yer, düğme .
13. (argo.) ahbaplar takımı, kumpanya. push button elektrik düğmesi. pusher iten kimse veya şey .
14. enerjik kimse .
15. uyuşturucu madde satan kimse. .
Found rough in native language English
Turkish Translations
1. pürüzlendirmek .
2. (spor) itip kakmak. rough in, rough out kabataslak yapmak. rough it rahatına fazla düşkün olmamak, sıkıntılara katlanmak .
3. çok basit bir şekilde yaşamak veya seyahat etmek. rough up itip kakmak, dövmek. .
4. kabaca. play rough itişip kakışmak. .
5. pürüzlü, düzgün olmayan .
6. tüylü .
7. taşlık .
8. inişli yokuşlu .
9. kaba, zahmetli, sert .
10. fırtınalı .
11. hoyrat .
12. kabataslak .
13. yaklaşık .
14. kaba ve terbiyesiz adam .
15. pürüzlü şey .
16. (golf) düz olmayan saha. rough breathing Yunancada ''h" sesi. rough draft ilk müsvedde, taslak. rough guess kaba tahmin. rough weather sert hava. in the rough kaba halde, işlenmemiş durumda. a diamond in the rough eğitilmemiş değerli adam. roughly .
17. aşağı yukarı, yaklaşık olarak. rough'ness kabalık .
18. sertlik. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi