Search results on translations for keyword makas - Found 15 words

Found wye in native language English

Turkish Translations

1. Y harfi, Y şeklindeki şey .

2. (d. y.) makas. .


Found shears in native language English

Turkish Translations

1. (çoğ.) makas .

2. makarayı tutan vincin iki kolu. .


Found scissors in native language English

Turkish Translations

1. tek makas .

2. güreşte ayakla köstek. scissors kick makaslama (yüzüş) a pair of scissors makas. .


Found hanger in native language English

Turkish Translations

1. askı, askı kancası .

2. çengel .

3. elbise askısı .

4. (oto.) makas köprücüğü .

5. asan kimse, asıcı kimse. .


Found gantry in native language English

Turkish Translations

1. , gauntry makas koprusu .

2. dy sinyal iskeleti gantry scaffold (uzay) roket için seyyar servis kulesi .


Found blunt in native language English

Turkish Translations

1. kör, keskin olmayan (bıçak,makas) .

2. lafını sakınmayan, açık konuşan, pervasız .

3. anlayışı kıt, gabi .

4. hissiz, duygusuz .

5. körletmek, önünü almak, kesmek (iştah,kuvvet)bluntly keskin olmayarak .

6. açıkça. bluntness pervasızlık .

7. keskin olmayış. .


Found bracket in native language English

Turkish Translations

1. dirsek, destek, kenet .

2. altından destekle tutturulmuş raf .

3. vergi değerlendirmesi için gelire göre yapılan ayırım .

4. parantez, köşeli parantez .

5. parantez içine almak .

6. destek veya dirsek ile tutturmak .

7. bir tutmak, eşit kabul etmek .

8. hedefi makas içine almak. .


Found throw in native language English

Turkish Translations

1. (threw, thrown) atmak, fırlatmak .

2. ipeği büküp ibrişim yapmak .

3. düşürmek .

4. giyivermek, arkaslna alıvermek .

5. (hayvan) yavrulamak .

6. (zar) atmak .

7. (mak.) kolu çevirerek açmak veya kapamak (makas) .

8. (güreşte) yere atmak, düşürmek .

9. (çömlek) şekillendirmek .

10. (argo) (parti) vermek, (ziyafet) çekmek .

11. etkilenmesine sebep olmak .

12. aniden yönünü değiştirmek .

13. oy ver mek .

14. atış, atma .

15. tehlikeye atılma .

16. atlı .

17. atım .

18. (mak.) makas kolunun açılıp kapandığı mesafe. throw a game oyunda şike yapmak. throw a kiss el ile öpücük göndermek. throw a sop to önüne kemik atmak. throw away atmak .

19. vaz geçmek .

20. kaçırmak .

21. ziyan etmek. throw away a line (tiyatro) duyulmayacak bir söz söylemek. throw back ilerlemesini engellemek .

22. atavizme dönmek. throw cold water on ümidini kırmak. throw dust in one' eyes aldatmak, gözünü görmez hale koymak. throw in birbirine geçirmek .

23. ilâve etmek, caba olarak ilâve etmek. throw in one' lot with kaderleri bir olmak. throw in one' teeth meydan okumak, hakaret etmek. throw in the towel (argo) yenilgiyi kabullenmek. throw light on ışık tutmak, aydınlatmak. throw mud at çamur atmak. t .

24. -(den.) kurtulmak .

25. saçmak, yaymak .

26. çabucak yapıvermek .

27. karıştırmak, yanlış yola yöneltmek .

28. tavla oyununda pul almak. throw one, weight around kuvvetini hissettirmek. throw oneself at one birinin dostluğunu veya teveccühünü kazanmaya çalışmak. throw oneself into tamamen iştirak etmek. throw oneself on güvenmek .

29. za'fından faydalanmak. throw open açmak .

30. bütün engelleri ortadan kaldırmak. throw out dışarı atmak .

31. işinden atmak .

32. laf atmak .

33. ışık yaymak .

34. altüst etmek. throw over vaz geçmek, terketmek .

35. devretmek. throw overboard atmak, başından atmak, terketmek. throw rug ufak halı parçası. throw stones at (a person) (birine) taş atmak, laf atmak. throw the book (argo) en ağır cezaya çarptırmak .

36. paylamak. throw the lock sürgülemek. throw together yapıvermek .

37. bir araya getirmek. throw up yukarı atmak .

38. kusmak .

39. vaz geçmek .

40. acele bina etmek, acele yığmak. throw up a job iSten ayrılmak, işi bırakmak. throw up a window pencere açmak. throw up one' dinner (veya cookies) istifrağ etmek, kusmak. throw up one' hands yenilgiyi kabullenmek, pes etmek. throw up the sponge bokst .


Found terminal in native language English

Turkish Translations

1. uçta veya sonda olan veya bunlara ait .

2. (bot.) dal veya sapın ucunda bulunan .

3. demiryolunun başına ait .

4. belirli zamanlarda meydana gelen .

5. ölümle sonuçlanan .

6. uç, nihayet, bağlantı .

7. terminal .

8. (elek.) kutup, terminal .

9. demiryolu başı ile ona bağlı makas ile istasyon ve depolar .

10. (mim.) tırabzan başında bulunan süs .

11. kompütöre bağlı yazı makinası ve benzeri. terminal illness öIümle sonuçlanan hastalık. terminal leave terhisten evvel verilen son izin. terminally ölümcül derecede. .


Found truss in native language English

Turkish Translations

1. fıtık bağı, kasık bağı .

2. kiriş, destek, makas, dayak, üçgenlerden oluşan takviye iskeleti .

3. kuru ot veya saman demeti .

4. bağlam, demet .

5. (den.) büyük serenin orta yerini direğe bağlayan demir çember .

6. tavuğu pişirmeden önce kanadını kırıp bağlamak .

7. destek koymak .

8. sıkıca bağlamak. truss bridge makas kirişleriyle desteklenen köprü. truss up bağlamak, iple bağlamak. truss'ing üçgenli takviye sistemi. .


Found frog in native language English

Turkish Translations

1. kurbağa .

2. at tırnağının içi .

3. (d.y) rayların çaprazvari kavuştukları noktadaki X şeklinde ray tertibatı, makas göbeği .

4. kordonla kumaş kenarına yapılmış olan düğme iliği .

5. çiçekleri dik tutmak için vazo içine konan ağır bir tutucu. frog in the throat ses kısılması. trae frog yeşilbağa, (zool.) Hyla arborea. frog kick (spor) kurbağalama yüzüş. frogman kurbağa adam. .


Found scissortail in native language English

Turkish Translations

1. Amerika'ya mahsus ve kuyruğu makas şeklinde olan bir cins sinekyutan. .


Found pair in native language English

Turkish Translations

1. çift çift koymak veya düzenlemek .

2. çiftleştirmek .

3. çift olmak, eş olmak .

4. çiftleşmek. pair off çiftlere ayırmak. .

5. (çoğ.) - çift, iki adet .

6. bir erkekle bir dişiden ibaret bir çift .

7. karı koca .

8. gözlük veya makas gibi iki parçadan meydana gelen alet .

9. iskambil oyununda eşdeğerde olan iki kâğıt .

10. (konuşma dilinde bazen sayılardan sonra (çoğ.)ul anlamında tekil olarak kullanılır: four pair of shoes) pair of compasses pergel pair of pajamas. pijama. pair of pants pantolon. pair of scissors makas. pair of trousers pantolon. bridal pair gelin ve .


Found snip in native language English

Turkish Translations

1. (-ped,- ping) makasla kesmek, çırpmak .

2. çırpma, makasla çırpılmış parça .

3. ufak veya önemsiz parça .

4. (A.B.D.), (k. dili) önemsiz şey veya kimse. snips maden levha kesmeye mahsus ufak makas. .


Found origami in native language English

Turkish Translations

1. makas veya zamk kullanmaksızın kâğıt bükerek Japon usulü hayvan şekilleri yapma sanatı. .


Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Üye Girişi