Search results on translations for keyword resim - Found 15 words
Suggestions ..
Did you mean racon rakam rakım reaksiyon rejim resen resim resmen ressam rezene rugan raccoon
Found drafting in native language English
Turkish Translations
1. tasarlamak, taslak çizmek, plan yapmak, kaleme almak .
2. müsvedde, tasarı. drafting teknik resim çizme. drafting board teknik resim çizme tahtası. drafting table resim çizme masası. drafts'(man.) teknik resim çizen ressam. .
Found xylograph in native language English
Turkish Translations
1. tahta resim kalıbı. xylography tahta kalıptan resim basma sanatı, tahta üzerinde kalıpla renkli resim yapma sanatı. .
Found picture in native language English
Turkish Translations
1. resim, tasvir, suret, timsal .
2. tanımlama, tarif .
3. filim .
4. gorüntü .
5. tanımlamak, tarif veya tasvir etmek, resmetmek .
6. canlandırmak, tasavvur etmek, hayal etmek. picture book resim kitabı, resimli kitap. picture frame resim çerçevesi. picture gallery resim galerisi. picture postcard kartpostal. picture tube kineskop. picture window manzara seyredebilmek için büyük p .
7. göz önüne sermek. moving pictures sinema. the pictures (İng.) sinema. the picture of health sıhhat numunesi. .
Found primitive in native language English
Turkish Translations
1. ilk, asli, eski, evvelki .
2. iptidai, ilkel, ilksel .
3. basit, kaba, eski usul .
4. (gram.) kurala bağlı olmayan, türetilmemiş .
5. kurala bağlı olmayıp işitilerek öğrenilen kelime .
6. (mat.) bir denklemin basit ve esas şekli .
7. ilkel sanata benzer resim yapan ressam veya yaptığı resim .
8. ilkel insan. primitively ilkelce. primitiveness ilkellik. .
Found drawing in native language English
Turkish Translations
1. çizim, karakalem resim, resim taslağı .
2. kroki, plan .
3. çizme sanatı .
4. piyango, çekiliş. drawing account açık hesap. drawing board resim tahtası. draw (ing) book resim defteri. drawing card ilgi çekici kimse veya program. drawing compasses resim pergeli. drawing room misafir odası, salon drawing knife, draw shave iki .
Found aquatint in native language English
Turkish Translations
1. (güz) (san) bakır levhaları kezzap ile özel bir şekilde işleyip suluboya resim gibi resim yapma metodu .
2. bu şekilde yapılmış resim. .
Found pictorial in native language English
Turkish Translations
1. resimlere ait .
2. resimli .
3. resim gibi, resim şeklinde ifade edilmiş .
4. grafik halinde .
5. resimli dergi. pictorially resimlerle .
6. resim gibi. .
Found puzzle in native language English
Turkish Translations
1. bilmece .
2. muamma .
3. şaşkınlık, hayret .
4. anlaşılmaz kimse. Chinese puzzle çok dolaşık bilmece veya mesele. cross word puzzle bulmaca. picture puzzle resim bilmecesi, resim teşkil eden bilmece. .
5. şaşırtmak hayret vermek, muamma gibi tesir etmek .
6. şaşırmak, hayrete düşmek. puzzle over çok düşünmek, zihnini yormak. puzzle out muamma veya bilmeceyi halletmek. be puzzled şaşırmak, afallamak. puzzler muamma, müşkül mesele. .
Found pastoral in native language English
Turkish Translations
1. çobanlara ve kırlara ait: papazlığa ait .
2. köy veya çobanların hayatını tasvir eden şiir veya resim, pastoral şiir ve resim. .
Found oil in native language English
Turkish Translations
1. yağlamak, üzerine yağ sürmek .
2. rüşvet vermek. oil the wheels kolaylık göstermek, iş sahasnı hazırlamak. oil one' hand rüşvet vermek. .
3. yağ, sıvı yağ .
4. petrol .
5. zeytinyağı .
6. yağ gibi şey .
7. yağlıboya .
8. yağlıboya resim. oil cake keten veya pamuk tohumunun posası, küspe, köftün. oil color yağlıboya. oil field petrol sahası. oil lamp yağ lambası, kandil.oil pan yağ deposu. oil painting yağlıboya resim. oil slick gö1 veya deniz üzerinde yağ birikintis .
Found lithograph in native language English
Turkish Translations
1. taşbasması resim: taşbasmasıyle resim yapmak. lithog'rapher litografyacı. lithog'raphy taşbasması, litografi, litografya. litograph'ic(al) litografiye ait. litograph'ically litografya ile. .
Found toll in native language English
Turkish Translations
1. çanı ağır ağır çalmak .
2. (saat) çalmak .
3. çan çalarak çağırmak .
4. avı cezbedecek hareketler yapmak .
5. cenaze çanı çalınmak .
6. ağır çan sesi. .
7. resim .
8. köprü veya yol parası, geçiş vergisi .
9. geçiş resmi .
10. duhuliye resmi, giriş vergisi, oktruva .
11. geçiş parası alma hakkı .
12. değirmen payı veya hakkı .
13. şehirlerarası telefon ücreti .
14. zorla alma. death toll ölü sayısı. toll bridge geçiş ücreti alınan köprü. toll call şehirlerarası telefon konuşması. toll collector köprü geçiş ücretini toplayan kimse. toll line şehirlerarası telefon hattı. toll road geçiş ücreti alınan yol. The fi .
Found illustration in native language English
Turkish Translations
1. örnek, misal, izah edici herhangi bir şey .
2. resim. .
Found piece in native language English
Turkish Translations
1. parça, (kıs.)ım, bölüm .
2. dama taşı .
3. (satranç) piyadeden yüksek taş .
4. tüfek, top .
5. (müz.) parça .
6. piyes .
7. resim .
8. numune, örnek .
9. madeni para. piece goods (tic.) metreyle satılan kumaş. piece of eight İspanyol doları, sekiz riyal'(den.) ibaret dolar. give one a piece of one' mind paylamak, azarlamak. break to pieces parça parça etmek .
10. parçalanmak. by the piece parça başına. go to pieces parçalanmak .
11. (k. dili) (kendini) dağıtmak. of a piece with aynı, tıp(kıs.)ı, benzer. speak one' piece kendi fikrini belirtmek. .
12. parça eklemek, parça vurmak, yamamak, parçalarını bir araya getirerek tamir etmek .
13. birleşmek. piece on eklemek, ilâve etmek piece. out parça ilâve ederek tamamlamak. piece together parçaları bir araya getirmek. .
Found tablature in native language English
Turkish Translations
1. (güz. san.) resim .
2. (müz.) tablatura .
3. (anat.) kafatası kemik tabakalarından biri. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi