Search results on translations for keyword saha - Found 15 words
Found grounds in native language English
Turkish Translations
1. (çoğ.) özel arazi mülk .
2. oyun sahası, stadyum .
3. saha .
4. sebep, bahane. coffee grounds telve. .
Found purview in native language English
Turkish Translations
1. meal, mefhum, mana .
2. sadet, konu .
3. (huk.) bir kanunun hüküm (kıs.)mı .
4. saha. .
Found sweep in native language English
Turkish Translations
1. (swept) süpürmek, süpürge ile temizlemek, toplamak veya götürmek, süpürüp götürmek .
2. sürüklenmek, sürüklemek .
3. yayılmak .
4. süpürge gibi sürümek .
5. süpürge sürter gibi sürtmek .
6. her tarafına dikkatle bakmak .
7. taramak .
8. salınarak hızla geçmek .
9. azametle yürüyüp geçmek .
10. süpürür gibi üzerinden geçmek .
11. silip süpürmek .
12. süpürme, temizleme .
13. dikkatle her tarafı gözden geçirme .
14. süpürmeye benzer hareket .
15. dönemeç .
16. büyük kürek, boyna küreği .
17. baca temizleyicisi .
18. parayı silip süpürme .
19. büyük başarı .
20. alan, saha .
21. meyil .
22. kuyu çıkrığı .
23. (çoğ.) kuyumcu işi kırpıntısı. sweep all before one tamamen başarmak. sweep along süpürüp getirmek .
24. azametle yürüyüp geçmek. sweep away süpürüp temizlemek. sweep down yukarıdan aşağıya doğru süpürmek. sweep off bir şeyin üstünden süpürmek. sweep one off one' feet üstüne fazla düşmek. sweep out of the room odadan azametle çıkmak. sweep out the room .
Found range in native language English
Turkish Translations
1. dizmek, sıralamak .
2. sınıflandırmak .
3. tanzim etmek, tertip etmek, düzeltmek .
4. dolaşmak, gezinmek .
5. otlatmak, meraya salmak .
6. menzilini bulmak (top) .
7. ayarlamak, kurmak (teleskop) .
8. uzanmak, yayılmak .
9. dağılmak .
10. (bir yerde) yetişmek, olmak, bulunmak. range far geniş kapsamlı olmak. The samples range from bad to excellent. Örnekler kötü ile mükemmel arasında değişiyor. ran'gy uzun mesafeye gidebilir .
11. uzun bacaklı .
12. geniş kapsamlı .
13. dağ silsilesi gibi. .
14. alan, saha .
15. (A.B.D.) mera, otlak .
16. (biyol.) direy veya bitey alanı .
17. yayılma alanı .
18. (müz.) genişlik .
19. sıra, dizi, silsile .
20. uçak menzili .
21. menzil, erim .
22. uzaklık .
23. poligon, atış yeri .
24. fırınlı ocak .
25. istatistik dağılım. range finder telemetre. range lights (den.) çifte silyon fenerleri, sıra fenerler. range rider atlı bekçi, koru veya çiftlik bekçisi, kovboy. out of range menzil dışında. mountain range dağ silsilesi. within range menzil dahilind .
26. otlaktaki davar. .
Found spread in native language English
Turkish Translations
1. (spread) yaymak, sermek, açmak .
2. alabildiğine açmak .
3. dağıtmak, saçmak, neşretmek .
4. sirayet ettirmek, bulaştırmak .
5. ayırmak .
6. üzerine sermek, kaplamak .
7. sürmek .
8. kurmak (sofra) .
9. teferruatıyla meydana koymak veya kaydetmek .
10. uzatmak .
11. yayılmak, serilmek .
12. dağılmak, saçılmak, neşrolunmak .
13. yayılmak, şayi olmak .
14. sirayet etmek, bulaşmak .
15. birbirinden ayrılmak. spread oneself iyi tesir bırakmaya çalışmak. spread oneself thin kudretinden fazla iş yüklenmek. .
16. yayılma .
17. saha, vüsat .
18. ortu (sofra veya yatak için) .
19. (k. dili) ziyafet .
20. ekmek üzerine sürülen yiyecek .
21. gazetede aynı konuyu ele alan karşılıklı iki sayfa. .
Found line in native language English
Turkish Translations
1. çizgi, yol, hat .
2. ip, sicim .
3. iplik .
4. (çoğ.) dizgin .
5. ölçme ipi .
6. olta ipi .
7. satır, mısra .
8. hudut hattı .
9. seri, dizi .
10. ekvator çizgisi .
11. enlem veya boylam dairesi, (mat.) eni ve kalınlığı olmayan çizgi, geometrik çizgi .
12. plan, desen, şekil .
13. sıra .
14. kısa mektup, pusula, not .
15. hareket tarzı .
16. fikir silsilesi .
17. hiza .
18. belirli bir cins veya marka mal .
19. (tiyatro) rol, kısım .
20. vapur şirketi .
21. tarik, yol, hat .
22. (ask.) savunma hattı, saf, sıra .
23. (den.) saf halinde yanyana giden gemi kafilesinin meydana getirdigi hat .
24. silsile, sıra .
25. nesep, soy .
26. saha, çığır .
27. meslek, hizmet, meşguliyet .
28. bir pusun on ikide birini teşkil eden ölçü çizgisi .
29. (argo.) kandırıcı sözler, ikna edici sözler. line engraving çizgilerle hakkedilmiş resim kalıbı .
30. tire klişesi. lineofbattle ship eskiden savaş hattı gemisi. line of vision görüş hattı. line squall bora, fırtna. line up sıraya girmek .
31. tarafını tutmak .
32. sıralamak .
33. kıyas etmek,karşılaştırmak. all along the line sıra boyunca bring into line sıraya getirmek. branch line şube hattı, kol: asıl işe ek olarak yapılan ikinci derecede iş. draw the line bir şeyi reddetmek, yapmamak. drawn up in line saf tutmuş. have a .
34. telefonu kapatmamak. in line for kazanma ihtimali olan. in line with uygun .
35. bir hizada. in my line kabiliyet veya faaliyet alanımda. main line ana hat, anayol .
36. başlıca iş. on a line aynı hizada, bir sırada. on the line peşin (ödeme) out of line aynı fikirde olmayan .
37. itaatsiz .
38. uyuşmamış. read between the lines yazılı olanından fazlasını okumak, bir yazıdaki kapalı anlamı keşfetmek. the color line beyaz insanların diğer ırklarla aralarında gözettikleri fark. the line ekvator .
39. ordu veya donanma. toe the line bir kanun veya kurala itaat etmek veya ettirmek. What' your line? Ne işle uğraşıyorsunuz? .
40. çizgilerle göstermek .
41. altına veya üstüne çizgi çekmek .
42. dizmek, bir sıraya koymak .
43. çizgilerle doldurmak. line up sıraya girmek, sıra meydana getirmek. .
44. içine astar koymak, astarlamak .
45. kaplamak .
46. doldurmak. .
Found sphere in native language English
Turkish Translations
1. küre .
2. gök, sema .
3. dünya .
4. saha, alan .
5. sınıf, derece .
6. küreler arasına koymak .
7. küre şeklini vermek. .
Found scope in native language English
Turkish Translations
1. (sonek) gözlem aygıtı. .
2. saha, faaliyet alanı .
3. fırsat, vesile .
4. genişlik, vüsat .
5. (k. dili) teleskop, mikroskop. .
Found field in native language English
Turkish Translations
1. çayır, kır, otlak, mera .
2. tarla .
3. saha, meydan, alan .
4. savaş meydanı .
5. oyun sahası .
6. bir yarışmaya katılanlar .
7. fırsat .
8. (han) zemin .
9. (fiz.) saha, tesir sahası, etki alanı .
10. top oyunlarında meydancı olmak .
11. topu yakalayıp atmak. field artillery (ask.) sahra topçusu. field corn hayvan yemi olarak yetiştirilen mısır. field day spor bayramı. field events bir atletizm karsılaşmasında yüksek atlama, cirit atma gibi yarışmalar. field glasses çifte dürbün. fi .
12. alay komutanı. fieldpiece sahra topu field sports atletizm .
13. av gibi açık hava sporları. fieldstone (inşaatlarda kullanılan) yontulmamış taşlar. field trip (öğretimde) gezi, tatbikat. fieldwork (ask.) hafif istihkâm. field work bir bilginin yaptığı araştırma ve çalışma. a fair field bir yarışmada eşit şartl .
14. cevaplandırmak. .
Found domain in native language English
Turkish Translations
1. mülk, mal, arazi .
2. memleket, üIke .
3. nüfuz sahası, nüfuz bölgesi .
4. saha, alan, ihtisas .
5. (huk.) yüce hakimiyet. right of eminent domain istimlâk hakkı. .
Found compass in native language English
Turkish Translations
1. etrafını dolaşmak .
2. şamil olmak, kapsamak .
3. çevirmek, sarmak, kuşatmak .
4. başarmak .
5. kavramak, anlamak .
6. gizli plan kurmak. .
7. pusula .
8. pergel .
9. çevre .
10. sınır .
11. saha, alan, menzil .
12. devir, deveran, süre. compass card, compass rose pusula kartı, rüzgargülü. compass needle pusula ibresi, pusula inesi. compass saw delik testeresi. beam compass büyük daire çizmeye mahsus sürgülü pergel. box the compass sıra ile pusula kertelerini s .
Found ground in native language English
Turkish Translations
1. (bak.) grind. ground glass buzlu cam .
2. cam tozu. .
3. yeryüzü .
4. yer, zemin .
5. toprak .
6. meydan, saha, arsa .
7. mesafe, yer .
8. denizin dibi, dip .
9. mebde, prensip .
10. kabartma iş yapılacak düz satıh .
11. maden levha üstüne sürülen ve işlenmeyecek kısımları muhafaza eden yapışkan terkip .
12. (elek.) toprak. ground ball (beysbol.) yere sürtünerek giden top. ground bass (müz.) en kalın sesle tekrarlanan melodi. ground cover toprağa yakın yetişen kalın bitki örtüsü. ground crew hava meydanı tayfası. ground floor zemin katı. ground hog Amer .
13. kurtluca, meşecik, (bot.) Ajuga chamaepitys. qround plan bir binanın zemin planı. around plate toprak levhası. ground rent arsa kirası. ground speed (hav.) yer sürati. ground swell soluğan. ground water yeraltı suyu. ground wire (elek.) toprak teli. .
14. meydanda. break ground tarla sürmek .
15. yeni bina için yere ilk kazmayı vurmak, temel atmak .
16. işe başlamak. cover ground yol almak .
17. konuya değinmek. cut the ground out from under one's feet (colloq.) ayağını kaydırmak, delillerini çürütmek. down to the ground her hususta, tamamen. from the ground up temelinden, tamamen. gain ground ilerlemek .
18. iyileşmek .
19. mesafe katetmek. get in on the ground floor (A.B.D.), (k.dili.) temelden katılmak, bir işe yeni başlandığında katılmak. give ground ricat etmek, çekilmek. hold one's ground, stand one's ground durumunu devam ettirmek, ayak diremek. into the groun .
20. temel üzerine kurmak, esaslı bir şekilde yapmak .
21. esaslı şekilde öğretmek .
22. resme zemin boyası vurmak .
23. yere oturtmak, karaya oturtmak (gemi) .
24. (elek.) toprağa bağlamak .
25. temeli olmak .
26. yere konmak .
27. (hav.) pilotun uçmasma izin vermemek. ground arms silahı yere dayamak. .
Found court in native language English
Turkish Translations
1. avlu, iç bahçe, saha, meydan .
2. hükümdar sarayı, saray, kralın maiyeti .
3. (huk.) mahkeme .
4. dalkavukluk .
5. kur. court fool saray soytarısı. Court of Appeals (huk.) istinaf mahkemesi .
6. yargıtay. Court of Common Pleas (huk.) medeni (huk.)uk mahkemesi. court of first instance asliye mahkemesi. court plaster (ecza.) band. plaster Iaw court mahkeme. zettle out of court mahkemeye başvurmadan uzlaşmak. pay court to -e kur yapmak. .
7. davet etmek, aramak .
8. kur yapmak, ile flört etmek .
9. dalkavukluk etmek .
10. fırsat vermek, yol açmak. court danger tehlike peşinde koşmak. .
Found contiguity in native language English
Turkish Translations
1. hemhudutluk .
2. yekpare bir saha veya kütle. .
Found expanse in native language English
Turkish Translations
1. geniş saha veya meydan .
2. açılma, yayılma .
3. genişlik. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi