Search results on translations for keyword saklanmak - Found 7 words
Suggestions ..
Did you mean saçılmak sağlamak sağlamcı saklamak saklanmak salıncak sallamak sallanmak salmak salyangoz sayıklamak sayılmak
Found hide in native language English
Turkish Translations
1. (hid, hidden) saklamak, gizlemek, ketmetmek, örtbas etmek .
2. saklanmak .
3. gizlenmek. hide one, head utancından saklanmak. hide out (polisten) saklanmak. in hiding saklı. .
4. hayvan derisi, post .
5. (k.dili.) insan derisi, cilt .
6. (k.dili.) dayak atmak. (I.) haven't seen hide or hair of him. İzi tozu yok. tan one's hide bir kimseye dayak atmak, köteklemek. .
Found lam in native language English
Turkish Translations
1. (med, ming) (argo.) kaçış, tüyme .
2. kaçmak, tüymek, saklanmak .
3. hızlı koşmak. be on the lam (k. dili) acele tüymek, sırra kadem basmak, ortadan kaybolmak. .
4. (med, ming) (k. dili) dövmek, dayak atmak. .
Found low in native language English
Turkish Translations
1. alçak, yüksek olmayan .
2. alçaktaki, aşağıdaki .
3. ekvatora yakın .
4. ufka yakın .
5. alçak gönüllü, mütevazı .
6. hakir .
7. az .
8. ucuz, adi .
9. yavaş .
10. (müz.) pes .
11. kuvvetsiz, zayıf, baygın .
12. sıkıntılı .
13. alçak, rezil .
14. geri, medeniyetsiz .
15. kısa, bodur, boysuz .
16. karamsar .
17. üzgün .
18. alçak mevkide veya mevkie .
19. ucuz fiyatla .
20. pes olarak .
21. mütevazı tarzda. low camp bayağı. low comedy fars. Low Countries Hollanda, Belçika ve Lüksemburg. low frequency alçak frekans. low gear birinci vites. low life yoksulluk. Low Mass Katolik kilisesinde müziksiz ve basit ayin. low pressure alçak basınç .
22. yıkmak, mahvetmek. lie low saklanmak .
23. niyetlerini gizlemek, susup beklemek. run low bitmek üzere olmak. search high and low her yerde aramak. .
24. böğürmek .
25. böğürme. .
Found stow in native language English
Turkish Translations
1. istif etmek, üst üste yerleştirmek .
2. saklamak .
3. densarmak (yelkeni) .
4. (argo) durdurmak .
5. dinmek. stow away saklamak .
6. kaçak seyahat etmek için vapur veya uçak içinde saklanmak .
7. ambara yerleştirmek. .
Found hole in native language English
Turkish Translations
1. delik .
2. boşluk .
3. çukur .
4. magara, in .
5. in gibi yer .
6. hücre .
7. karanlık ve pisyer .
8. kusur .
9. (k.dili.) güç durum, zorluk .
10. delik açmak .
11. iki maden damarını birleştirmek için dehliz açmak. hole out golfta topu deliğe düşürmek. hole up saklanmak .
12. dünyadan çekilmek. a swimming hole çay veya ırmakta yüzmeye elverişli yer. The money is burning a hole in my pocket. Para batıyor bana. Harcamak istiyorum. crawl into one's hole köşesine çekilmek .
13. utanmak. in a hole müşkül mevkide, güç durumda. in the hole (k.dili.) borçlu .
14. para kaybetmiş durumda. make a hole in büyük bir kısmını sarfetmek. pick holes in kusur bulmak, ince eleyip sık dokumak. square peg in a round hole mevkiine uygun olmayan kimse. holey delikli. .
Found away in native language English
Turkish Translations
1. uzağa, uzakta .
2. bir yana .
3. -den, -dan be away bulunmamak, başka yere gitmişolmak. becarriedaway sürüklenrnek .
4. kapılmak. carry away alıp götürmek, sürüklemek . come away bırakıp gelmek. cut away kesmek, kesip atmak. do away with yok etmek, öldurmek, ortadan kaldırmak. drive away uzaklaşmak .
5. kovmak, defetmek. eat away aşındırmak .
6. yiyip bitirmek. far away uzağa, çok uzakta, uzaklarda. fire away hemen ateş etmek .
7. durmadan konuşmak.fly away uçup gitmek, kaçmak. give away bir kimseye hediye etmek .
8. nikahta gelini güveye vermek .
9. ihbar etmek, ele vermek. go away gitmek, ayrılmak. hide away saklamak, saklanmak. make away with aşırmak, çalmak yürütmek. put away kaldlrmak. right away hemen, derhal. send away başka bir yere göndermek, kovmak. send away for mektupla ısmarla .
10. (ünlem) Defol ! Haydi ! .
Found lie in native language English
Turkish Translations
1. (lay, lain, lying) yatmak, uzanmak .
2. durmak, kalmak, olmak .
3. düşmek, vaki olmak .
4. (huk.) (alacaklı) kanunen caiz olmak .
5. yatış .
6. mevki (arazi) .
7. hayvan ini, kuş yuvası, balığın gizlendigi yer. lie down yatmak, uzanmak. lie in ruins harap olmak. lie in state resmi bir yere halk tarafından ziyaret edilmek üzere konmak (cenaze) lie in wait pusuya yatmak. lie low gizlenmek, saklanmak. lie off (d .
8. (-d, -lying) yalan, yalan söyleme, aldatma .
9. yalan. söylemek, aldatmak. lie detector yalan makinası. lie like a troop er çok yalan söylemek. lie in ones teeth korkunç yalanlar söylemek. lie out of it yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek. a white lie zararsız yalan, ehemmiyetsiz yalan. giv .
10. yanlış olduğunu göstermek. .
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Üye Girişi