Found wanton in native language English

Turkish Translations

1. zevk veya sefahat düşkünü .

2. şehvet düşkünü .

3. avare dolaşan .

4. sebepsiz .

5. kötü niyetli .

6. ahlâksız, ahlâksızlık düşkünü .

7. aklına eseni yapan, önünü arkasını düşünmeyen .

8. şehvet düşkünü kimse .

9. ahlaksız kimse .

10. kayıt altına girmeyen kimse .

11. kendini ahlâksızlığa vermek .

12. çok gelişmek. wantonly şehvetle .

13. sebepsiz yere. wantonness şehvet. .

---

Found gratuitous in native language English

Turkish Translations

1. bedava, parasız .

2. sebepsiz, keyfi .

3. asılsız. gratuitously ücretsiz olarak .

4. gereksiz yere, belli bir sebep olmadan. gratuitousness bedava oluş .

5. asılsız oluş. .

---

Found causeless in native language English

Turkish Translations

1. sebepsiz, nedensiz, asılsız. .

---

Found autopathic in native language English

Turkish Translations

1. (tıb.) sebepsiz gibi görünen hastalıga ait. .

---

Found autopathy in native language English

Turkish Translations

1. (tıb.) sebepsiz gibi görünen hastalık. .

---

Found inofficious in native language English

Turkish Translations

1. (huk.) sebepsiz yere asıl mirasçıya zarar veren veya kendisini mirastan düşüren (vasiyetname) .

2. vazifesi olmayan. .

---

Found scare in native language English

Turkish Translations

1. korkutmak, ürkütmek .

2. ani korku, panik, sebepsiz korku. scare away veya off korkutup kaçırmak. scare up (k. dili) arayıp meydana çıkarmak. .

---

Found cry in native language English

Turkish Translations

1. ses, nida: bağırma .

2. ağlama .

3. feryat .

4. nara, avaz .

5. yalvarma .

6. hayvan sesi .

7. istek. a far cry çok farklı. in full cry havlayarak avı kovalayan (av köpeği) war cry savaş narası. within cry of duyulabilecek uzaklıkta. .

8. ağlamak .

9. feryat etmek .

10. bağırmak .

11. yalvarmak. cry down kötülemek. cry for arzu etmek, istemek. cry for the moon olmayacak bir şeyi istemek. cry off vaz geçmek. cry oneself to sleep uyuyuncaya kadar ağlamak. cry one' heart out kederden devamlı ağlamak. cry one' wares çığırtkanlık etme .

12. bağırmak. cry out against karşı çıkmak, sesini yükseltmek. cry over spilt milk boşuna üzülmek, iş işten geçtikten sonra dövünmek. cry quits yeter demek, dur demek, teslim olmak. cry wolf sebepsiz yere imdat istemek. .

---