Found world in native language English

Turkish Translations

1. dünya, cihan, alem .

2. evren, kainat .

3. arz, yer, yeryüzü .

4. insanlar .

5. ömür, hayat .

6. ölümlü dünya .

7. dünya nimetleri .

8. toplum .

9. hayat. World Court Milletlerarası Mahkeme. World Series (beysbol) şampiyonluk karşılaşmaları. world soul, world spirit alemin ruhu sayılan Cenabı Hak. world' fair uluslararası fuar. world to come öbür dünya, ahret. World War Dünya Savaşı, Cihan Harb .

10. her ne pahasına olursa olsun .

11. tıpatıp .

12. tamamen. He is not long for this world. Fazla yaşamaz. in the world yahu, Allah aşkına .

13. dünyada. I would give the world to know... öğrenmek için her şeyi feda ederdim. out of this world (k. dili) harikulade, fevkalade, şahane. the New World Yeni Dünya, Amerika. the Old World Eski Dünya .

14. (A.B.D.) Avrupa. the way of the world dünya hali, dünyanın gidişi. the world of letters edebiyat dünyası. the world and his wife herkes, bütün dünya. What in the world is he doing? Ne yapıyor Allah aşkına? .

---

Found monde in native language English

Turkish Translations

1. (Fr.) dünya .

2. çevre, muhit .

3. toplum. .

---

Found society in native language English

Turkish Translations

1. toplum, cemiyet .

2. sosyete .

3. halk, millet, kavim .

4. arkadaşlık, dostluk .

5. şirket, kurum, dernek .

6. topluluk. society life sosyete hayatı. avoid the society of arkadaşlığından kaçınmak. leader of society toplum hayatında lider. polite society sosyete. .

---

Found community in native language English

Turkish Translations

1. aynı yerde veya aynı şartlar altında yaşayan insan topluluğu .

2. toplum, cemiyet .

3. ahali, halk, amme .

4. müşterek tasarruf, ortak (mal.) sahipli. community center (A.B.D.) şehir kulübü, bir bölgede oturanlann meselelerini çözümlemek veya eğlenmek için toplandıkları özel yer veya bina. community chest (A.B.D.)kamu yararına çalışan kurumların yıllık para .

---

Found blackball in native language English

Turkish Translations

1. kırmızı oy, ret oyu .

2. karşı oy kullanmak .

3. toplum dışı etmek. .

---

Found clubbable, clubable in native language English

Turkish Translations

1. bir kulüp üyeliğine layık .

2. girgin, toplum hayatına uyabilen. .

---

Found conformist in native language English

Turkish Translations

1. geçerli olan fikirlere veya inançlara uyan kimse .

2. toplum kurallarını çiğnemeyen kimse. .

---

Found suburbia in native language English

Turkish Translations

1. dış mahallede oturanların toplum hayatı. .

---

Found ostracize in native language English

Turkish Translations

1. toplum veya dernekten çıkarmak .

2. bir kimse ile ilişkiyi kesip mevcut değilmiş gibi hareket etmek. ostracism sürgün etme .

3. ilişkiyi kesme. .

---

Found pluralism in native language English

Turkish Translations

1. çoğul olma hali .

2. değişik milletlerden meydana gelen toplum .

3. (fels.) çokçuluk. pluralist (fels.) çokçu. pluralis'(tic.) değişik milletlerden olan .

4. bütünlük gerektirmeyen. .

---

Found sociable in native language English

Turkish Translations

1. girgin, arkadaş canlısı .

2. tatlı, nazik, tatlı dilli .

3. hoş sohbet. sociability, sociableness hoş sohbetlik .

4. toplum hayatından hoşlanma. sociably candan. .

---

Found climber in native language English

Turkish Translations

1. tırmanan sarmaşık .

2. (k.dili.) .

3. toplum hayatında yükselmek isteyen kimse. .

---

Found maverick in native language English

Turkish Translations

1. (A.B.D.) damgalanmamış ve sahipsiz dana, başıboş buzağı .

2. (A.B.D.), (k. dili) toplum kurallarına uymayan kimse .

3. parti disiplinine uymayan politikacı. .

---

Found pale in native language English

Turkish Translations

1. sivri uçlu kazık, parmaklık çubuğu .

2. etrafı parmaklık veya çitle çevrilmiş yer .

3. belirli kimselerin oturmasına tahsis edilmiş mıntıka .

4. hudut, sınır .

5. yetki .

6. sınırlandırılmış herhangi bir şey. beyond the pale yetkisi dışında, salâhiyeti haricinde .

7. toplum düzenine aykırı. within the pale sınırı içinde .

8. yetkisi dahilinde. .

9. solgun .

10. renksiz, soluk mat, donuk. palefaced beti benzi atmış rengi uçmuş. palely solgun bir şekilde renksiz olarak. paleness solgunluk, renksizlik, matlık. .

11. beti benzi atmak, sararmak, donuklaşmak .

12. saranmak, donuklaştırmak. .

---

Found socialize in native language English

Turkish Translations

1. (İng.) -ise kamulaştırmak, topluma mal etmek .

2. sosyalleştirmek .

3. toplum kurallarına uydurmak. socialization sosyalleştirme, sosyalizasyon .

4. kamulaştırma. .

---